Subliminal ikna için, zihnin karanlık tarafı pazarlamacıların da oyun alanı. Rasyonel vermediğimiz her kararın arkasında zihnimizde çalışan duygular ve ihtiyaçlar var.
Bir sözün ya da görselin zihnimizde nasıl bir yere sahip olduğu, gün içerisinde yaşadıklarımız, trendlerin getirdiği yeni ihtiyaçlar karar almamızı etkiler.
Ve pazarlamacılar tüm bu duygu ve durumları tüketicilerin ürünleri satın alması için kullanır. Doğru zaman ve doğru ortam yaratılırsa herkese her şey satılabilir.
“Verdiğimiz kararların %95’ini bilinçaltımız kontrol ediyor.“
Eğitimcilerin örtük öğrenme de dediği bu konu her amaç için kullanılıyor.
Bunun pazarlama dilindeki karşılığı ise; – Subliminal İkna –
Bu konuyla ilgili en hit örneği, James Vicary iddia etti.
James, sinemadaki film sahnelerinin arasına “Coca-Cola için!” görselini ekleyerek satışları %18 artırdığını iddia etmiştir.
Peki Subliminal İkna doğru mu?
01. Zihin manipüle edilebilir.
Zihin karşılaştırmalarla çalışır. Yeni gördüğü bir şeyi daha önce gördüğü şeylere benzetmek ister ve onunla ilgili biz farkında olmadan yargıya varır. (Çıpalama etkisi)
02. Duygu her eylemi etkiler.
Duygularımız kararlarımızı fazlasıyla etkiliyor. Hissettiğimiz coşku veya üzüntü bizi bambaşka davranışlara itebilir. Bu nedenle duygu yaratılırsa eylem de yaratılır.
03. İnsan gördüğüne inanır.
Zihin gördüğünü ve işittiğini sürekli bir makina gibi işler ve çoğu zaman istatistikler yerine gördüğüne ikna olur. Çünkü ne görüyorsak onun üzerine düşünürüz.
04. Algı gerçekliktir.
Aynı olaylar, farklı koşullarda farklı algılanır. Çünkü yaşadığımız çevrenin kültürü ve değerleri değişirse, bizim davranışımız da değişir.
Kısaca;
Pazarlamada “priming” de dediğimiz subliminal ikna herkes için geçerlidir.
Biz daha önceki deneyimlerimizden, o anda bize hissettirilenlerden ve neler gördüğümüzden ayrı karar veremeyiz.
Markalaşmak için takip edin.