Gibi dizisinin formülünü Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi şöyle açıklıyor:

Sıradan olayların aşırılıkla anlatılması ya da sıradışı olayların çok normalmiş gibi yaşanması.”


Bunun pazarlama dünyasındaki karşılığı ise;

01. Ürününüz, herkesin aşina olduğu bir ürünse onu farklılaştırın.

02. Eğer ürününüz, çoğu kişi için yabancıysa sıradanlaştırın.


01. Farklılaşma Örneği:

Çikolata Dolgulu Lokma:

Lokma herkesin aşina olduğu bir üründü ve sıradan şekilde satılmaya çalışılsaydı muhtemelen bir başarısı olmayacaktı.

Fakat farklı sunuş tekniği onun pazarda dikkat çekmesine ve satın alınma ihtimalinin artmasına sebep oldu. Başarılı bir pazara giriş örneğiydi.


02. Sıradanlaşma Örneği:

Avokado:

Avokado aşina olmadığımız bir üründü. Uzun süre Türkiye’de bulunmasına rağmen talep görmedi.

Ne zaman ki kahvaltı ve yemeklerin yanına sağlıklı bir eşlikçi olarak konumlandı o zaman hedef kitlesini buldu ve aşinalık yarattı.

Bu sayede sıklıkla gördüğümüz bir ürün olmaya başlayarak zihnimizde pay kazandı.


Gibi’nin bize yabancı olanı yakınlaştıran ve yakın olanı farklılaştıran tarzı, markalar dünyasında yeni bir ürünü pazara sunarken dikkat edilmesi gereken konuların başında geliyor.

Markaların, toplum için yabancı görülen bir ürünü nerede, nasıl ve ne şekilde kullanması gerektiğini anlatması ve kabul ettirmesi gerekir. Bu anlatılmadığı takdirde tüketici ürüne nerede ihtiyaç duyacağını ya da nasıl bir problemi çözdüğünü bilemeyecektir.

Aynı şekilde herkesin iyi bildiği ve hayatın bir parçası olan ürünlerde ise, çok benzer bir ürün piyasa sürmek ticari olarak başarısızlığa yol açacaktır. Bu nedenle ürünü müşterinin ihtiyaçlarına göre farklılaştırmak ve pazarda ayrışmasını sağlamak en güvenilir başarı formüllerinden birisidir.


Kısaca;

Eğer ürününüze herkes aşinaysa farklılaştırmanın yollarını arayın.

Eğer ürününüz herkes tarafından bilinmiyorsa gündelik yaşama dahil edecek yollar bulun.

Veya bize ulaşın 🙂


Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir