Eros’un Istırabı, toplumun itilmeye çalışıldığı aynılık cehennemine ve yarattığı sonuçlara dikkat çekiyor.
A. Özne ve Yükümlülük
1. Narsisizm:
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşırı abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir “kendini referans alma”dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır. Dünyasız kalmış, başka tarafından terk edilmiştir. Eros ve depresyon birbirlerinin karşıtıdır. Eros özneyi kendinden çıkarıp başka’ya yönlendirir.
Bugünün narsisist performans öznesi her şeyden önce başarının peşindedir. Elde edilen başarılar, Bir’in başka üzerinden doğrulanmasını beraberinde getirir. Bunun sonucunda, başkalığından mahrum bırakılan başka Bir’i egosu içinde onaylayan ayna rütbesine indirilir. Eros ise Başka’yı, Bir’i narsisistik cehenneminden çıkaracak başkalığı içinde deneyimlemeyi olanaklı kılar.
2. Başarı Toplumu:
Başarı toplumu yasaklar getiren ve –meli/-malı’yı uygulayan disiplin toplumunun aksine, becerebilmek anlamına gelen –ebilir/-abilir yardımcı fiilinin egemenliği altındadır. Motivasyon, inisiyatif ve proje çağrısı, sömürü açısından kırbaçlardan ve emirlerden daha çok verimlidir.
Kendi kendinin girişimcisi olan performans öznesi, emir veren ve sömüren bir başkasına tabi olmadığı ölçüde özgürdür ama gerçekten özgür değildir, çünkü artık kendi iradesiyle kendi kendisini sömürmektedir. Sömüren sömürülendir. Kişi aynı anda hem faildir hem kurban. Kendi kendini sömürü başkasının sömürüsünden çok daha verimlidir, çünkü bir özgürlük duygusu eşliğinde iş görür.
3. Becerebilirsin:
Becerebilirsin, performans öznesinin düpedüz bin bir parçaya ayrılmasına yol açan muazzam baskılar üretir. Kendi kendine uyguladığı baskı ona özgürlük olarak görüneceğinden, aslında ne olduğunun farkına varamaz. Becerebilirsin, becermelisinden bile daha çok baskı üretir. İnsanın kendi kendine uyguladığı baskı , bir başkasının uyguladığı baskıdan çok daha ölümcüldür, çünkü kişinin kendine karşı koyması mümkün değildir.
(Ör: Just do it)
4. Dinler ve Sorumluluk:
Her din borçla ve borçtan kurtulmayla iş görür. Kapitalizm ise sadece borçlandırır (sonsuzdur). Borçtan kurtuluşun imkansızlığı da başarı öznesinin depresyonunun sorumlusudur. Depresyon, burnout ile, tükenişle birlikte, becerebilirsin konusundaki telafisi imkansız başarısızlığı, yani ruhsal acizliği temsil eder.
B. Aşk
5. Aşkın Performansı:
Bugün aşk cinselliğe, kendisi de başarı emrine tabi olan cinselliğe dönüşerek pozitif bir hal alıyor. Seks başarmaktır ve seksilik çoğaltılması gereken sermayedir. Beden sergilenme değeriyle bir metaya benzer. Başka, bir cinsel uyarım nesnesine dönüştürülerek cinselleştirilir. Başkalığından mahrum bırakılmış başka sevilemez, sadece tüketilebilir. Cinsel kısmi nesnelere parçalandığı ölçüde, artık bir kişi değildir o.
Kişi, başka ile birincil mesafesinin aşındırılması durumunda Başka’nın bir nesneye, bir O’na dönüştürülerek şeyleşmesini engeller. Bir cinsel nesne olarak Başka artık bir “Sen” değildir. (Ör: Tüketim Toplumu)
6. Aşkın Formülü:
Günümüzde aşk bir haz formülüne dönüştürülerek pozitifleştiriliyor. Her şeyden önce hoş duygular uyandırması bekleniyor. O artık bir olay örgüsü, bir anlatı, bir drama değil, herhangi bir sonuca yol açmayan bir coşku ve uyarım sadece. Yaralanmanın, aniden gelişin veya düşüşün negatifliğinden bağımsız. Aşka düşmek fazlasıyla negatif sayılıyor. Oysa aşk tam da bu negatiflikten oluşur: “Aşk bir imkan değildir, bizim inisiyatifimize bağlı değildir, bir temeli yoktur, bize aniden gelir ve bizi incitir.”
Her şeyin mümkün olduğu, her şeyin inisiyatif ve projeden ibaret olduğu, “becerebilme”nin egemenliğindeki başarı toplumunda ise incinme ve tutku olarak aşka geçit yoktur.
7. Grinin 50 Tonu – Aşk – Yükümlülük:
Bugün yaşamın bütün alanlarına egemen olan performans ilkesi aşkı ve cinselliği de kapsıyor. Böylelikle, Grinin 50 Tonu adlı çoksatar romanın kadın başkahramanı partnerinin aralarındaki ilişkiyi “katı çalışma saatleri, çerçevesi gayet net çizilmiş bir görev tanımı olan ve performans kalitesinin güvenceye alınması için gayet etkili yöntemlerin öngörüldüğü bir iş teklifi” olarak tasarlanması karşısında hayrete düşer.
Performans ilkesi taşkınlık ve sınır aşımının taşıdığı negatiflikle uyumlu değildir. Dolayısıyla, boyun eğen özne olan “alt”ın yükümlü olduğu maddelerden bazıları şunlardır: Bol bol egzersiz, sağlıklı yemek ve yeterli uyku. Cinselliğin sıhhat buyruklarına tabi olması zorunludur. Böylece baş kahraman “her zaman temiz ve kıllarını tıraş etmiş veya ağda yapmış” olmayı taahhüt eder.
C. Pozitif
8. Çehre:
Eros, Başka’yı hem veren hem de gizleyen çehre karşısında uyanır. Çehre, hiçbir gizemi olmayan ve pornografik bir çıplaklıkla kendini bir meta olarak sergileyen ve tam bir görünürlük ve tüketime teslim eden face’in, yüz’ün tam karşıtıdır.
9. Pozitif ve Ölümsüz Toplum:
Ölümün negatifliğinin boyun eğdiği pozitif toplum, tek derdi “süreksizlik içinde sağ kalmayı güvence altına almak” olan çıplak yaşamın toplumudur. Bu bir köle yaşamdır. Bu çıplak yaşamı sürdürme derdi, sağ kalma derdi, gayet karmaşık bir olgu olan bütün canlılığından mahrum bırakır yaşamı.
Salt pozitif olan, cansızdır. Negatiflik canlılık için elzemdir. “Bir şey, çelişkiyi içinde barındırdığı sürece, çelişkiyi kapsama ve ona karşı koyma gücü olduğu sürece canlıdır.” Canlılığın, her tür negatiflikten mahrum olan zindelik veya fitness’tan farkı budur. Sağ kalan kişi, yaşayamayacak kadar ölü, ölemeyecek kadar canlı bir yaşayan ölüye benzer.
10. Negatif ve Canlılık:
Negatiflik eksikliğinde sadece aynı var olabilir. Aslen huzursuzluk anlamına gelen zihin ise, canlılığını negatifliğe borçludur.
11. Veri Güdümlü Pozitif Bilim:
Veri güdümlü pozitif bilim ne bir bilgi üretir ne de hakikat. Enformasyon sadece malumat verir. Ama malumat gerçek bilgi değildir. Pozitifliği nedeniyle toplamacı ve kümülatiftir. Bir pozitiflik olan enformasyon hiçbir şeyi değiştirmez, hiçbir şey açıklamaz. Herhangi bir sonuca yol açamaz.
Bilgi ise bir negatifliktir. Hariç bırakan, seçkin ve yetkilidir. Bir deneyim sonucunda elde edilmiş bir bilgi, geçmiş bir durumu bütünüyle sarsıp bambaşka bir şeyin başlamasını sağlayabilir. Malumat edinme konusundaki aşırılık, bilginin ortaya çıkmasını sağlamaz. Enformasyon toplumu bir yaşantı toplumudur. Yaşantı da toplamacı ve kümülatiftir. Genelde tek seferlik olan deneyimden esas farkı da bu özelliğidir. Bu haliyle, bütünüyle başka olana erişimi yoktur.
D. Etki
12. Legos ve Eros:
Sokrates, Platon’un diyaloglarında, aykırılığı nedeniyle atopos olarak adlandırılan bir baştan çıkarıcı, sevgili ve aşık olarak yer alır. Sokrates’in sözü de logos: erotik bir ayartma olarak ifa edilir. Sokrates’in sözlerini duyan herkes kendini tamamen kaybeder. Bu erdemli sözler bir yılan tarafından ısırılmış gibi yaralar açar onda. Sokrates’in konuşmaları karşısında gözyaşları sel olur.
Felsefenin ve teorinin başlangıcında Logosla(akıl) Eros’un böylesine yakın bir ilişki içinde olması hayret vericidir ve bu olgu şimdiye kadar nadiren dikkate alınmıştır. Logos, Eros’un gücünden yoksun kaldığında etkisiz olur. Alkibiades Perikles’in veya başka hatiplerin Sokrates’ten farklı olarak, onu derinden etkileyen veya huzursuz eden tek bir şey söylemediğini aktarmaktadır. Onların sözcükleri erotik ayartı gücünden yana noksandır.
…
Eros’un Istırabı – BYUNG-CHUL HAN