Black Friday haftasının yaklaşmasıyla birlikte geçtiğimiz hafta Trendyol ve Hepsiburada iletişime başladı. Uzun süredir birbiriyle renk, mesaj, günler konusunda konumlandırma savaşı içerisinde olan bu iki marka, bu zamana kadarki çekişmeden farklı olarak reklam filmi için farklı stratejileri tercih etmişler.
Öncelikle bu iki reklamdan Hepsiburada’nın Black Friday özelinde, Trendyol’un ise imaja yönelik bir kampanya hazırladığını belirtmekte fayda var. Fakat ikisinin de aynı dönemde yayınlanması ister istemez kıyaslamaları da beraberinde getiriyor.
İlk İzlenim
Trendyol’un Tarkan ile çektiği reklam filminde, Trendyol kargocu personası ve Trendyol kullanan kişi (Tarkan) ile karşılaşılırken. Hepsiburada’nın Cem Yılmazlı reklam filminde Hepsiburada kargocularının yanında bir de kargocu Cem Yılmaz ile karşılaşıyoruz.
Mesajlar
– Trendyol’un mesajı net; işinden keyif alan güler yüzlü çalışanlarımızla Tarkan da dahil olmak üzere herkese istediği şeyi ulaştırıyoruz.
– Hepsiburada’nın mesajı biraz daha anlaşılması zor ama arzulanan şeyin Efsane Kasım’a tüm ekiple birlikte (Cem Yılmaz da dahil) hazır olduklarının mesajını vermek olduğunu düşünüyorum. Yani kısaca “Black Friday alışverişi Hepsiburada’dan yapılır” diyebilmek.
Konumlandırma
Trendyol, Tarkan da müşterilerimizden birisi diyerek aslında bu zamana kadar Coca-Cola’nın iletişimini yaptığı “Eşitlik: herkesin içtiği ve keyif aldığı ortak içecek” konseptini Trendyol’a taşımış durumda.
Hepsiburada ise markanın Cem Yılmaz’dan büyük olduğu bir hiyerarşi içerisinde mesajı ulaştırıyor. (İstekleriniz için Cem Yılmaz’ı bile çalıştırıyoruz.) Fakat bunun tüketiciye ne kadar geçtiği ya da nasıl bir etki bıraktığı soru işareti. Cem Yılmaz’ın kargocu olmadığını herkes bildiği gibi, bu hayali dünya tüketici tarafında pek de bir çağrışım yaratmıyor, sadece güldürüyor. Fakat Tarkan’ın Trendyol reklamındaki kullanımı, gerçek dünyaya çok daha yakın olduğu için buradaki mesajın duygusal geçişinin daha güçlü olduğu kanaatindeyim.
Duygu
Her iki reklam filmi de eğlence duygusunu izleyicisine yansıtıyor. Trendyol’un eğlence tonu biraz daha aile komedisi tadındayken (işini yapan bir çocuk beklemediği anda hayallerindeki kişi ile karşılaşıyor.), Hepsiburada’nın eğlence tonu Parodi komedisine daha yakın görünüyor. Bu tarzlar arasında Türk halkının genel izleyici kitlesinin aile komedisi tonuna daha yakın olduğunu düşündüğüm için Trendyol’un vermek istediği duygu tonunu daha başarılı buluyorum.
Sonuç
Hikayenin gelişimi, karakterlerin kullanımı, verilmek istenen mesaj, duygu geçişi konularında Trendyol’u Hepsiburada’ya göre oldukça başarılı buldum.
Hepsiburada Cem Yılmaz’ın karakter yaratma konusundaki başarısından yararlanmaya çalışsa da, yarı gerçek bir karakter yaratmanın problemini yaşamış görünüyor. Cem Yılmaz’ın diğer markalarda karşıt görüşte bir karakter yaratma ve bunun üzerinden markayı övmenin dışına çıktığı bir kurgu dikkat çekse de, markanın değerlerini yansıtmak konusunda geçişi sağlamıyor. Ünlülerin reklamlarda kullanımının bir başka örneği geçtiğimiz aylarda Banabi ve Getir arasında yaşanmıştı o da bir başka yazının konusu olsun.