Blockbuster
2004
Şube sayısı: 9,000
Ciro: $5,9 Milyar
Blockbuster
2010
iflas
Netflix, Disney+, Amazon Prime yokken Blockbuster vardı.
90’lar ve 2000’lerin en başarılı video kiralama şirketiydi.
Neredeyse her gün bir Blockbuster açılıyordu.
Peki ne oldu?
01. Dönüşüme Adapte Olamadı
Sektördeki değişimin adı: Online DVD kiralamaydı. Blockbuster’da ise şubede kiralama devam ediyordu. Fakat tüketicinin talebi bu değildi. Yaptıkları hatanın 6 yıl sonra farkına vardılar. Fakat çok geçti.
02. Kazancından Vazgeçemedi.
Bazen büyük markalar rekabet edebilmek için karını azaltabilir. Blockbuster Netflix’in uygulamadığı geç geri getirme ücretinden yılda $800M kazanıyordu. Bu kazancı kaybetmemek adına müşteri kaybettiler.
03. Özgün Bir Faydası Yoktu
DVD kiralama sektörü büyüyünce, perakende şirketleri de bu pazara girdi. Tüketicinin Blockbuster’ı tercih etmesi için vazgeçilemez bir sebebi yoktu. Daha ucuz olan kimse onu tercih etti.
04. Fırsatı Önemsemedi.
Netflix çok erken bir girişimken Blockbuster’ın online versiyonu olmak için $50M istedi. Blockbuster ise Netflix CEO’sunun söylemiyle “buna güldü ve teklifi reddetti.” 3 yıl sonra Netflix 1M üyeye ulaşmıştı.
Kısaca;
Markalar stratejilerini belirlerken sadece kendi ihtiyaçlarını değil tüketici ihtiyaçlarını da gözetmek zorundalar.
Tüketici beklentileri anlaşılmadan yapılan her strateji işini şansa bırakır.
Stratejisini çağa uyumlu hale getirilmeyen girişimler zamanla eskir ve tüketicinin gözündeki değerini kaybeder.
Markalaşmanın önemi ise bu eskimenin etkisini ve hızını azaltması, herhangi bir kriz anında markanın yoluna devam edebilmesini sağlamasıdır. “Bir iflas hikayesi”, işte böyle bir kriz anında stratejisini güncellemeyen bir markanın kaçınılmaz sonunu anlatıyor.
Başarıyı şansa bırakmamak için tüm markaların neleri doğru, neleri yanlış yaptığını bilmesi gerekir. Bu nedenle marka yaratılırken oluşturulan strateji sonraki adımların değerlendirilmesi için önemli bir referans noktasıdır.
Markalaşma için takip edin.